İbadetin insan psikolojisine etkileri

Günlük hayatımızda çeşitli olaylarla karşı karşıya geliyoruz. Mümkün müdür ki biz, bu olaylardan etkilenmeyelim. İyisinden de, kötüsünden de mutlaka etkileniyoruz

<İbadetin insan psikolojisine etkileri

Günlük hayatımızda çeşitli olaylarla karşı karşıya geliyoruz. Mümkün müdür ki biz, bu olaylardan etkilenmeyelim. İyisinden de, kötüsünden de mutlaka etkileniyoruz. Bazen ibadetten bile soğuyoruz.
 
İşte bu hallerde insanın daima temiz kalabilmesi ve de aktif olabilmesi için ibadetine devam etmesi lazımdır. İbadet; insanın dimağından, aklından, şuurundan nefsani bütün duygu ve düşüncelerine ve hissiyatına kadar onu temizler.
 
Nitekim Cenab-ı Vacibu'l Vücud Hazretleri Kur'an-ı Keriminde, "Muhakkak ki, namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar". (Ankebut 45) buyuruyor.
 
Çünkü namazı kılan insanın hayatı tertemizdir. Nefsini temizlemiştir. Tezkiye etmiştir. Şuurunu, ruhunu, dimağını temizlemiştir. Akl-ı selim sahibi olmuştur. Böylece de her kötülüğü terk edecektir.
 
Ubudiyete devam etmemiz,  Cenab- ı Hakk'ın Ubudiyete devam ederseniz onun ruhani tarafı daima aydınlık kalır. Nefsani, ruh-i hayvan taraf dediğimiz kısmı da gizlenir. Şöyle ki, o ruh-i sultan, ruh-i hayvan tarafını huy olarak, tabiat olarak devamlı ihata etmeye başlar.
 
Ruh-i hayvan tarafımız, içimizde meknuz olan bu nefsani tarafımız ubudiyetle beraber setredilir, gizlenir. İbadet onu gizler. Veya ibadet onu ruhani hallere tebdil eder. Onun halini değiştirir.
 
Ahlak
 

 
"Allah'ın ahlakı ile ahlaklanınız" ölçüsünden de murat, "nefsani hallerinizi, ruhunuzda mevcut olan o ilahi, ruhani, Rabbani hallere tebdil edin" demektir. İşte biz bunu ibadet ile beraber temin etmiş oluyoruz.
 
Bir başka husus, insanoğlu aciz bir varlıktır. Kainatın sahibi ve maliki olan Rabbine daima muhtaçtır. Siz, bana bir tek varlık gösterin ki,  "Benim, Allah'a ihtiyacım yoktur"  diyebilsin.
 
Efendim, bu kadar inkar edenler var. Doğru, ama en sonunda onlar da teslim bayrağını çekiyorlar. Fani, aciz bir kul olduklarını anlıyorlar ve "eyvah, ben ne yaptım?" diyorlar.
 
Allah Samet'tir. Hiç bir şeye muhtaç değildir. Fakat kainatta hiç bir varlık yoktur ki O'na muhtaç olmasın. İşte kul bu ihtiyacını, bu gücünü, ibadat-u taatle beraber Rabbinden alır. O noksanlığını ikmal eder.
 
Kur'an'da; "Dikkat ediniz. Kalpleriniz ancak Allah'ı zikirle huzur bulur" (Ra 'd 28), yani " tatmin olur, doyar, huzura erer" buyuruluyor. Kısaca ibadet öyle bir haldir ki, insanı, Rabbine karşı yapılması gerekli olan vazifelerini ifa ederek hem vicdanı huzura kavuşturur, hem de yanlışlıkları terk ederek gerek sosyal, gerek nefsi bir takım kazançları elde etmesini sağlar. İbadetin her hali insanlık için, insanımız için, özellikle bizler, Müslümanlar için hayra vesiledir. Büyük bir kardır.
 
Kalp; İnsandaki ayine-i ilahidir
 

 
Cenab-ı Vacibu'l Vücud Hazretlerinin kullarının, kalbine tecelli edebilmesi için o kalp sahibi insanın, kalbini Rabbinin tecellisine hazır hale getirmesi lazım.
 
Düşünün ki, siz eşya dolu bir yerdesiniz. Tıklım tıklım eşya dolmuş. Bu eşya ile dolmuş olan yere bir başka varlığı koymanız mümkün müdür? Ne insanı koyabilirsiniz, ne hayvanı. Hiç bir şeyi koyamazsınız. Hayvan koymayı murat etsen, o mevcut olan varlığı boşaltman lazım. İnsanı da koyman için mevcut olan varlığı boşaltacak, düzenleyeceksin. Yani, insanın girebileceği bir zemin haline getireceksin o mekanı. Şimdi insanın kalbi böyle bir beyt'tir. Böyle bir yerdir.
 
"Yere ve göğe sığmam, mümin kulumun kalbine sığarım"
 

 
Sende öyle bir alem, öyle bir kainat, öyle bir hakikat var ki, buna mutasavvıflar "ayine-i ilahi" de diyorlar.
 
Ayine-i ilahi ne demek? Allah'ın varlığını yansıtan ayna demektir. Bu kimde mevcut? İnsan dediğimiz mahlukta mevcut.
 
Sende, bende bir ayna var. Bu aynadan Hak görülüyor. Bu mekanda Allah, tabiri caizse ziyaret ediliyor. O, kalp evi. O kalbe Cenab- ı Hakk'ın tecelli edebilmesi için önce o kalbin masivadan/Allah'tan gayrı şeylerden temizlenmesi lazım.
 
Ne ile temizlenecek?
 

 
İstiğfar kalbi temizleyen en önemli husustur. Kirlenmiş çamaşırlarınızı siz nasıl su ile deterjanla temizliyorsanız, kalbinizdeki kiri, pası da istiğfarla temizlersiniz.
 
O kalbi tezyin edebilmeniz/süslemeniz ne ile mümkün oluyor? Allah'ın Sevgilisi Muhammed Mustafa (sav) Efendimize getireceğimiz salat-ü selam ile kalbinizi tezyin ediyorsunuz.
 
Kuran-ı Kerim'de Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: "Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamberine salat ve selam okuyor." Kim okuyor? Allah okuyor. Daha; melekler okuyor. "Ey iman edenler! Siz de okuyun." (Ahzab 56)
 
Allah'ımızın beyanı bu. Şimdi işte o temizlenen kalbin süsü ne olmuş oluyor? Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (sav) salat ve selam getirmektir. "Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed" demektir.
 
"Ne çıkar bundan?" Ondan neler çıkmaz ki. O kalbe Cenab-ı Hakk'ın tecellisi için o salat ve selamı okumak lazım. Salat ve selam olsun, istiğfar olsun, kelime-i tevhit olsun, topyekûn zikir olsun, oruç olsun, zekat olsun, bunların tamamının adına ne diyoruz? İbadet demiyor muyuz? (Prof. Dr. Haydar Baş, Hikmetin Sırları 2. Sohbetten) H; AknAydn